1971 doğumlu CHARLIE BROOKER, herkesin hem rahatsızlık duyarak hem de hayranlıkla İzlediği
Black Mirror dizisinin senaristi. 6 kitap yazan Brooker, 2009 yılından bu yana televizyon eleştirmenliği
yaptı. Sonunda dayanamayıp teknoloji ve insan arasındaki ilişkiye dair senaryolar yazdı. BLACK MİRROR
böylece doğmuş oldu. Brooker herkese gayet makul görünen korkunç ihtimaller üzerine kuruyor
hikayelerini. Charlie Brooker’ın hayat ve teknoloji üzerine söyledikleri eminim size de ilginç gelecek.
Herkes durmaksızın fotoğraf çekiliyor, poz veriyordu. Gerçekten var olduklarım kanıtlamak İstercesine…
Umarım kitabımı seversiniz. Sevmezseniz de önemli değil mesela güvenlik için kullanabilirsiniz.
Bir hırsızın omurgasına yeterince sert vurursanız, onu bayılta bilirsiniz. Yada sayfaları koparıp bir zırh yapar ejderhalarla savaşırsınız. Artık bu kitap sizin. Onu her türlü çılgın emelinize alet edebilirsiniz.
TV eleştirmenleri doktorlardan, hemşirelerden ve öğretmenlerden daha kutsal bir iş yapıyor. Bütün gün evde kalıp gündüz kuşağı kadın programlarını izlemeyi kolay mı sanıyorsunuz?
Black Mirror’ın Etkilendiği Yazarlar
Black Mirror’ı yazarken filmlerden, dizilerden, bilgisayar oyunlarından ve edebiyattan etkilendim. Etkilendiğim yazarlar arasında Joseph Heller, Douglas Adams ve Richard Brautigan başta geliyor.
36 yaşındayım ve kulüplere gitmek için çok yaşlı olduğumu hissediyorum. Belki de bu yüzden nefret ediyorum. Ama bir dakika, 19 yaşındayken de nefret ederdim, özellikle sigara yasağından sonra, kim ter ve jöle kokusu içinde, muhabbet edilemeyecek kadar sesli bir ortamda 7 saat geçirmek ister? Eğer amacınız dans pistinde ilkel danslarınızla sevgili bulmak ya da çiftleşmekse, korkarım medeniyeti tersine çevireceksiniz. Bir sonraki hareketiniz ne olacak, ateşi bulmak mı?
Ortamdaki herkes dış görünüşü için fazlasıyla zaman harcamıştı. Eskiden böyle insanlar bana kendimi kötü hissettirdi şimdi onları sadece yürüyen öz güvensizlik tabelaları olarak görüyorum. Diğer insanların onlar hakkındaki fikirlerine köle olmuşlar.
Genel olarak dünyanın gidişatından umutluyum. Kuzey Kore’yle ABD arasında savaş çıkmayacağına inanıyorum. Trump’ın Amerika’sında herkes kutuplaşmış ve gergin görünüyor. Bu kadar gerginlikten sonra daha da kötü olamaz, sadece işler iyiye gidebilir diye düşünüyorum.
Temel problem pastanın eşit dilimlere bölünmemiş olması. Bence sorunun ana nedeni bu. Ama bana nasıl çözüleceğini sormayın, hiçbir fikrim yok.
Tvvitter kapanma saati gelmiş bir bar gibi. Her şey yolunda gidebilir ya da son dakikada büyük bir kavga çıkabilir.
Black Mirror aslında hem komedi hem dram. Türü, izleyicinin nasıl gördüğüne bağlı.
Problem teknolojide değil, insanlarda.
Tinder, romantizmin oyuna dönüştürülmüş hali. Romantizmin Pokemon Go’su. Ve araştırmalara göre, Tinder kullananlar partner seçerken hep “Ya daha iyisi varsa?” diye düşünüyorlarmış. Ama gerçek hayat deneyiminden biliyoruz ki her zaman daha iyisi yok…
Sigara içtiğim zamanlarda sabah kalktığımda ilk iş olarak çakmağa uzanırdım. Şimdiyse akıllı telefonuma uzanıyorum. Bundan 30 yıl sonra çekilen dizilerde, günümüzü canlandıracaklar. Bizim şimdi Madmen’i izlediğimiz gibi olacak. İzleyiciler diyecek ki “Şunlara bak, toplantılarda bile sürekli telefon kullanıyorlar. Tabii o zamanlar başparmak kanseri olabileceklerini bilmiyorlardı.”
Sürekli mucizevi yeni teknolojik buluşlar yapıyoruz. Ama getireceği sonuçları düşünmüyoruz. Periscope ilk çıktığında muhteşemdi. Sonra Periscope’ta canlı yayında, gözümüzün önünde biri vuruldu. Yeni buluşlar yapabiliyoruz ama onlarla birlikte gelişemiyoruz.
Kadınlar neden hala dünyayı yönetemiyorsunuz?
Hayatta hiçbir şey siyah ya da beyaz değil. Gri de var, hatta tam Grinin Elli Tonu. Herkesi ve her şeyi cezalandıran sonunda herkesin becerildiği bir hikaye.
Kadınlar neden hala dünyayı yönetemiyorsunuz?
Dürüst olmak gerekirse bana hayal kırıklığı yaş atıyorsunuz. Erkekler hala fazlasıyla Dominant ve testosteron sarhoşluğuyla politikadan ekonomiye, doğadan dine kadar her şeyi batırıyorlar.
Eğer teknoloji bir çeşit uyuşturucuysa, ki öyle gibi görünüyor, o zaman zararları neler?
Aslında teknoloji yanlısıyım o yüzden en kötü senaryoyu düşünüyorum. Bence sosyal medya çok güçlü bir araç Ancak insan türü olarak bunu henüz nasıl kullanabileceğimizi çözemedik.